13 Ağustos 2009

ayrılırken...



Sayılı gün çabuk geçer derler. Hakikaten öylemiş. Bu dünyanın bir ucuna geldiğim günüdaha dün gibi hatırlıyorum. Geri dönüş günüme 180 küsur gün olduğunu ilk hesapladığımda ne çok gelmişti. İlk geldiğimde tedirgindim, sonra heyecanlı, ardından endişeli, çoğu kez mutlu oldum. Ara sıra hüzünlü, hep özlem duydum ama hiç pişman olmadım. Son günlere geldiğimde geri dönüş için tekrar heyecanlı aynı zamanda bu mutlu ve güzel günlerin bitiminde yine hüzünlü burada da bir ailemi bıraktığım için. O kadar çok şey öğrendim ki ingilizce dışında. Hiç kimse için hiçbir şey olmadığın bir yerde yaşamanın ne demek olduğunu, sadece dili kullanmak için konuşmak ama dinlememek ve dinlenmemeye alışmanın ne acı verici olduğunu. Bazen arkadaşım dediğin insanların sadece günaydın ve hoşça kal dediğin insanlardan ibaret olduğunu. Kendi dilini konuşanların bile iki çift umut verici sözcükten insanı mahrum bıraka bildiklerini öğrendim. Gerçek yanlızlığın ve özgürlüğün ne olduğunu öğrendim, gittiğin bir yerde dünya üzerinde o an orda olduğunu bilen herhangi birinin bile olmadığını hissetmenin vazgeçilmezliğini anladım. Ben burada Dünya ile tanıştım, her ülkeden, her kültürden insanlarla tanıştım ve temelde herkesin aynı olduğunu yaşayarak gördüm. Bu savaşlar bir kez daha büyük derece anlamsızlaştı gözümde.

Sayılı çabuk gün geçti ve bitti. Bundan sonra ki yapacaklarım için elimde sayılı bir gün olmadığına göre sadece gelen günü mutlu geçirmek esastır. Nerede biteceğini bilmiyorsan durup beklemek manasız sadece devam edeceksin, yorulmadan, bıkmadan ve durmadan. Bunu yapabilmek için dönüyorum, tüm öğrendiklerimle…

1 yorum:

  1. çok güzel şeyler katmış sana o "dünyanın öbür ucu".. iyiki yapmışsın, iyiki o günlerde buralarda yazmış paylaşmışsın bizimle. Farklı yerler, insanlar hayatlar tanımışsın ne şanslısın. Umarm tadını çıkarabilmişsindr dilediğince..

    YanıtlaSil