22 Haziran 2010

ölüm-hayat

Hayat bir nehirdir. Kiminin ki sakin durgun, yavaş yavaş akan ve belki de hiç dalgalanmayan bir nehir. Kiminki de çoğu zaman çağlayan, gürleyen, kıvrımları olan; kıvrımlardan dönerken taşan, bazen azalan bazen dolan bir nehirdir.  Kiminin ki ise bu ikisinin karışımı; nehir boyu tam olarak ne olacağı belli olmayan, bir nehir boyunca seyahat ederken başına gelebilecek her şeyin gerçekleştiği bir nehirdir. Benim nehrimin ne olduğunu nehrin sonuna gelmeden bilemem elbet ama ilk başta ki nehir örneği olan sakin, durgun bir nehir olmadığı kesin. Bu seyahatlerde neler gelir başınıza peki? Mesela sakin sakin yol alırken huzur içinde teknenizde uzanmış güneşlenirken hava birden fırtınaya dönebilir. Bu fırtına sizi ve teknenizi alabora edebilir. Belki bir kıyıya yanaşıp çıkmanız ve bir süre orada fırtınanın geçmesini beklemeniz gerekebilir. Ya da bol yağmurlarla nehriniz taşabilir. Sadece sizi değil nehir kıyısındaki insanlara da zarar verebilir. Sizin nehriniz bir bakarsınız başka insanların üzülmesine neden olur, üzülürsünüz. Sonra güneş açar ısınırsınız ama güneş gitmek bilmez sizi yakar, bunalırsınız. Bazen uzun süre bir şey olmaz yolculuğunuzda, öyle sakin öyle huzurlu yol alırsınız. Belki değişiklik olsun diye hoşunuza giden bir kıyıya yanaşır orada oyalanırsınız. Bir bakarsınız orada oyalanan başka biri vardır. Konuşur anlaşırsınız bu kişi ile ve birlikte yol almak istersiniz. Teknenize alırsınız başlarsınız yolculuğa. Yine yağmurlar, fırtınalar olur güneşler açar. Şanslıysanız birlikte yol almanız bu badireleri atlatmanıza yardımcı olur eğer değilseniz size yeni bir sorun olur teknenizdeki kişi. Ya kendinin atlamasını ya da sizin atacağınızı söyler ondan kurtulursunuz. Bazen giden kişi giderken canınızı yakar, iyileşmek için uzun süre yol almanız gerekir. Fakat zamanla unutursunuz çok gerilerde kalır. Bir gün olur yeni birileri gelir yola devam edersiniz. Yola devam etmeyi durduramazsınız. Kısa süreli kıyıya çıksanız da oraya yerleşemezsiniz. Hep akmalı, hep gitmeniz gerekir. Sıkılırsınız, gitmekten. Duramamak sizi sinir eder. Gün gelir anlarsınız durmak imkansız, çaresi yok, hep gitmek gerek. Çünkü bilirsiniz gün gelecek bu nehir bir okyanusa akacak. Nehrin sonu var bilirsiniz. Önce büyük bir gürültü ile suların çağladığını duyarsınız, belki korkutur bu sizi. Sonra huzur verici su sesi sarar her yanınızı ve hızla akarsınız sonsuz bir okyanusa. Orada bir kaptan karşılar sizi. Başlarsınız ona anlatmaya tüm nehir boyunca yaşadıklarınızı. Yaşadığınız zor günleri es geçip, heyecanla mutlu anılarınızı anlatırsınız. Güneşin sizi nasıl ısıttığını, tam bunaltacağı sırada yağmurun nasıl serinlettiğini, kıyıların güzelliğini, kayığınıza binenlerin sizi nasıl eğlendirdiğini anlatırsınız. Zor zamanlarınız sanki hiç olmamış gibidir. Huzur verici suların sizi kapladığı andan sanki en zor günlerinizi unutmuş gibisinizdir.
Hayat sürekli akan bir nehir gibidir. Başınıza ne geleceğini, hangi kıyılarda duracak teknenize kimi alacak ve teknenizden kimi atacağınızı hiçbir zaman bilemezsiniz. Her saniyeniz heyecan dolu, olağanüstü bir manzara ile kaplı harika bir nehir yolculuğudur hayat. Bilemezsiniz ne zaman akacaksınız okyanusa ve bilemezsiniz sonuna gelmeden nehriniz ne kadar uzun. Herkese güzel bir nehir yolculuğu dilerim.